Ne Şimdi Bu Geyik Mühendisi? Ya da Mühendis-i Geyik. Ya da Mühendis-i Muhteşem. Mühendis-i Muazzam.
Birtakım konulara boynuz sokup, her boynuzundan farklı hikayeler zerk eden okunmuş blog. Gayrı ciddi lakırdı silsilesi...
Böyle açıklığa kavuşturulmaya çalışılmış yıllar önce. Bence yetersiz tabii. Yeni ve daha kapsamlı bir tanım bulmak şart.
Amaç?
Amaç?
x'i bulmak.
Beyin kası yapmak.
Dünyayı kurtarmak.
Yine yıllar önce böyle denmiş. "Ha, hasiktir!" diyor ve geçiyorum bu amaç muhabbetini.
Kısa Özgeçmiş;
1987'de doğdum. İlkokul, ortaokul derken liseden direk mühendis olarak çıkıverdim. Alanımdaki tecrübelerimi de "Geyik Mühendisi" adındaki bu blogta yıllarca paylaştım. Baya iyi yerlere geldim bu meslekte. Bence geldim.
Sayılarla Mühendis;
Hayatım boyunca 2 farklı tiyatro oyununda oynarken defalarca da Tekirdağ halk oyunları ekibinde duraklı kasap oynamayı ihmal etmedim. İlk bilgisayarımı edinene kadar toplam 2 farklı atarim, 26 tane de bozulmuş coystikim oldu. Süper Mario'da hile olmadan 4. levele kadar hiç çıkamadım; ama oyunu 3 kere bitirdiğimi lisede 8 farklı kişiye söyledim. ADSL teknolojisinden önce eve getirdiğim en pahalı telefon faturası 180.000.000 TL idi. 38 Stephen King, 0 Elif Şafak kitabı okudum. Benden gizli gizli Twitter fenomeni bir kızın kitabını okudu diye zevksiz 2 sevgilimi terk ettim. İlk sahip olduğum kitap ise bir Tommiks'ti, resimleriyle 5 yıl idare ettim. Son 10 yıl içinde 900 küsür film izledim; çetelesini tutmak için 62 sayfa küçük boy defter yaprağı harcamaktan, 2. sayfada vazgeçtim, koy götüne gitsin, dedim. Öykülerim 4 farklı edebiyat dergisinde yayınlandı. 1 adet derleme öykü kitabını katilli kurbanlı bir öykümle kana buladım. 3 farklı mizah dergisinde yazdım. 3 yıl klasik gitar çaldım, ıkındım, zorlandım, sonra sikerim Aguado'yu, deyip Haluk Levent stiline döndüm, bastım akoru, verdim arpeji, oh be, dedim, dünya varmış. Sonra ondan da sıkılınca gitarımı 5 parçaya ayırdım. ÖSS'de kimyadan full çektim, Türkçe'de 45'te 44, Fen'de 42 yaptım. Matematik'ten de 38'i geçeydim şimdi Bilkent'te burslu sevişiyor olurdum.
Kullanım Talimatı, Yayın İlkeleri, Gizlilik Sözleşmesi ve Diğer Her Şey
- Mühendis-i Geyik'i sesli okumaya özen gösterin ki etrafınızdaki insanlar da merak etsin. Böyle bir kaynaktan mahrum kalmasınlar. Okusunlar. Okumak güzeldir. Cebrail'i dinleyin.
- Satır aralarında mesaj aramayın. Zira hiç bir yazı mesaj verme amacı gütmemektedir. Oldu ya, okurken bir mesaj giriverdi kafanıza, anında lütfen mühendis ile irtibata geçin. Araya kaçan mesaj bizzat M-iG tarafından silinecektir. Bekleme yaparsanız müdahale için çok geç olabilir.
- Bu bir şakaydı. Elbette yeri geldiğinde çok güzel mesajlar verilir. İsteyene verilmek istenen mesaj SMS olarak da yollanır. WhatsApp da var artık. Mesajın cep telefonunuzu çok güzel süsleyeceği garanti edilir.
- Bu blogu okurken vaktinizi boşa harcamış olabileceğinizi göz önünde bulundurun. Bu konuda tüm sorumluluk ziyaretçiye aittir.
- "İlla eleştireceğim, bok atacağım!" diyorsanız, dışına taşırmadan karalayabilirsiniz.
- Yüreğiniz yorum yazmak istiyorsa, lütfen sesini dinleyin.
- Eğer site içindeki bir ankete katıldıysanız, büyük bir bilimsel araştırma için gönüllü denek olduğunuzu kabul etmiş sayılırsınız.
- Bloga giriş yaparken ciddiyetinizi bir köşeye bırakmış olun. Ama nereye bıraktığınızı unutmayın. Çıktıktan sonra lazım olabilir.
- Okurken zorla memnun kalmaya çalışmayın! Yazıdan cacık olmayacak gibiyse somurtun. Tepkinizi gösterin.
- Bu blog Hoca Süleyman Efendi tarafından okunmuştur. Okunmuş blogtur. Haddinize duyurulur.
- Bu blog, sahibine beş kuruş dahi kazandırmamakta.
- Mühendis-i Geyik'in ana renkleri turuncu ve siyahtır. Bu sitenin bir futbol takımı olsa, forması parçalı turuncu - siyah olur.
- İçerideki yazıların, olayların ve karakterlerin %90'ı hayal mahsülü olabilir.
- Bu blog'tan alıntı yapıldığında, alıntının altına "http://www.geyikmuhendisi.org'dan alınmıştır." şeklinde bir açıklama yapılırsa memnun oluruz elbet. Bunu yapmayan birtakım forum cengaverleri var, gözümden kaçmıyor.
Ödül de Varmış;
Var tabii. Ama neticede kıytırıktan bir ödül işte. Seneler öncesinin ödülü ile hava atacak kadar da düşmedik elhamdülillah. Önemli olan nereye gittiğimiz. Yoksa nereden geldiğimizi, bizi bilenler iyi bilir. Karizmanın kök saldığı topraklarda volta atmış adamlarız biz.
Biz kimiz?
Kaç kişiyiz?
Bu yazıya yorum yapmayanları Allah davul falan etsin, en olmadı cajon ya da bendir de olabilir ama gitar kasasından da zaman zaman ritim saz elde edilebilir. Çok acil durumlarda tabi. Bu bir saçmalama mesajıydı ama ben de bu güzel hakkımda yazısına yorum dahi yazmayanları böyle protesto etmek istedim.
YanıtlaSilSevgiler.